tag:blogger.com,1999:blog-87768462578725046272024-02-07T06:50:22.916+03:00Özdem'den... ozdembezen.blogspot.comÖzdem BEZENhttp://www.blogger.com/profile/08123213626626739316noreply@blogger.comBlogger16125tag:blogger.com,1999:blog-8776846257872504627.post-41121220035069492072014-04-21T11:53:00.001+03:002014-04-21T11:53:52.735+03:00Baharla Gelen YenilenmeBlog'umun adı değişti. ;o)<br />
<br />
euhippe.blogspot.com gitti, <a href="http://ozdembezen.blogspot.com/" target="_blank">ozdembezen.blogspot.com</a> geldi.<br />
<br />
Baharla gelen yenilenmeye blogum da katıldı.<br />
Yaşasın bahar, yaşasın değişim...Özdem BEZENhttp://www.blogger.com/profile/08123213626626739316noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8776846257872504627.post-24393753750294100152013-07-03T14:01:00.001+03:002013-07-03T14:01:33.329+03:00Önemi Olmayan Küçük Yanlış Anlamalar<div style="text-align: justify;">
Yazlıkta kendime okuyacak bir kitap arıyordum. Kuzenlerimin bıraktığı kitapların arasından ilgimi çeken birkaç tane kitap oldu. İçlerinden Antonio Tabucchi’nin “Önemi Olmayan Küçük Yanlış Anlamalar” adlı kitabını okumaya karar verdim. Öncelikle adı beni kendine çekti. Arka sayfasını okuduğumda Avrupa Edebiyatı’nın usta kalemlerinden biriyle karşı karşıya olduğumu öğrendim. Üstelik bir öykü kitabıydı ve tatil süresince ara vererek parça parça rahatlıkla okuyabilirdim. Okurken bazı cümleler dikkatimi çekti, not aldım. Not almak isteyip de alamadıklarım oldu. Onları kitapta bırakmanın en doğrusu olduğunu düşündüm. Günün birinde yeniden bu kitapla karşılaşırsam beni karşılasınlar diye…</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<strong><span style="color: purple;">Önemi Olmayan Küçük Yanlış Anlamalar</span></strong></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="background-color: white; color: #c27ba0;"><strong>Antonio Tabucchi</strong></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="background-color: white; color: #d5a6bd;"><strong>Can Yayınları</strong></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<u><span style="color: purple;"><strong>Alıntılar:</strong></span></u>
<div style="text-align: justify;">
<u></u></div>
</div>
</div>
</div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
“Sonuçta, yapacak bir şey bulurdu elbet. İnsan kendine bir uğraş bulursa, o kadar da yalnız kalmaz. Ama öylesine zaman alıcı bir uğraş olmalı ki, tatmin edici olmasının yanı sıra, biraz da para getirmeli.”</div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
“Elbette yapabilirsiniz, dedi, istemek yeter.”</div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
“Bütün bir yaşam boyu gördüğümüz ve içimizde en ufak bir duygu uyandırmayan insanlara yaptığımız gibi gülümsedi ona. O da gülümseyip yoluna devam etti.”</div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
“Zayıf bir umut, belki de bir yanılsamaydı ve bunu bir uçak yolculuğunun kısa sürecinde yakmak istemiyordum: keyfimce oyalanmayı ve tadına varmayı yeğliyordum, büyük önem taşıyan ve gerçekleşme olasılığının az olduğunu bildiğimiz umutlarla da böyle yapmayı severiz.”</div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<u><span style="color: purple;"><strong>Kitapta bahsi geçen ve adını, yazarını not aldığım kitaplar:</strong></span></u></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Jack London, “Vahşetin Çağrısı”</div>
<div style="text-align: justify;">
Antonio Tabucchi, “Hint Gece Müziği”</div>
<div style="text-align: justify;">
Thomas Mann, “Tonio Kröger”, “Venedik’te Ölüm”</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
Özdem BEZENhttp://www.blogger.com/profile/08123213626626739316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8776846257872504627.post-50551191961547722172013-06-15T17:24:00.001+03:002013-06-15T17:24:56.882+03:00Ot Dergisi'nden alıntılara devam..."Kadınlar rahat ettiğinde, erkekler daha rahat edecek. Bir kadının, erkeğinden başka ilk sıraya koyacağı hiçbir şey yok ki."<br />
<br />
<em>Yıldız Tilbe</em><br />
<em>Ot Dergisi, sayı 4, Haziran 2013</em><br />
<em>Emrah Serbes ve met üst'ün yıldız Tilbe ile söyleşisinden</em><br />
<em></em><br />
<br />
<br />
<br />
* Bence bir kadına verilebilecek en anlamlı hediye; <strong>onu dinlemektedir.</strong><br />
<br />
<em>Ahmet Mümtaz Taylan</em><br />
<em>Ot Dergisi, sayı 4, Haziran 2013</em><br />
<em>Sıcak Temas-Nurhak Kaya</em><br />
<br />
<br />
<br />
<strong>OtLaRkEn</strong><br />
...<br />
* Yan yana üç nokta da olur, iki nokta üst üste de olur, o senin imla neşene kalmış müdür!<br />
...<br />
* Sen bildiğin gibi yap da, ben nasıl olsa tekrar bozucam o sayfaları!<br />
...Özdem BEZENhttp://www.blogger.com/profile/08123213626626739316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8776846257872504627.post-34522587951584879632013-06-01T18:00:00.001+03:002013-06-01T18:00:43.768+03:00Ot Dergisi'nden......<br /><br />Kafka okuyorum birkaç gündür.<br />Ne tür kitap okumalıyız sorusuna cevabı:<br /><i>Yaralayan, darbe vuran kitap okumalıyız.<br />Okuduğun kitap yumruk gibi inmiyorsa kafana,<br />neden okuyorsun ki? Felaketler gibi, canınızdan<br />çok sevdiğinizin ölümü, sevdiklerinizden<br />koparılmanın sürgünü gibi olmalı kitap... Kitap,<br />içimizdeki buzulları parçalayacak balta olmalı.</i><br />...<br /><br />Gündüz Vassaf<br />Kafka Nerede Duruyor?<br />Ot, Sayı 4, Haziran 2013Özdem BEZENhttp://www.blogger.com/profile/08123213626626739316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8776846257872504627.post-26539521155685469552013-04-12T14:54:00.001+03:002013-04-12T15:16:51.082+03:00Sevincim Eksilmesin Yeter Ki'den Alıntılar - 1<strong><span style="color: magenta;">Sevincim Eksilmesin Yeter Ki</span></strong><br />
<strong><span style="color: #c27ba0;">Jean Giono</span></strong><br />
Çeviren : Orçun Türkay<br />
Yapı Kredi Yayınları <br />
1. Baskı: İstanbul, Ekim 2012<br />
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
"Yalnızca ufak çareler sundum."</div>
<div style="text-align: justify;">
"Ama tüm varlığımı harekete geçirdiler" dedi Jourdan.</div>
<div style="text-align: justify;">
"Büyük çareler" dedi Bobi, "daha çok zorlar insanı."</div>
<div style="text-align: justify;">
"İyileşmek istiyorsa kendine söz geçirebilmeli" dedi Jourdan. "Üstelik artık sorumlu sayılırsın. Bizi rahatlatacak şeyi gösterdin bile. Ama biz havuç çiçeklerinin, altın gibi parlayan işaretlerin ortasında, işin içinden nasıl çıkacağımızı bilmiyoruz. An oluyor yalnızca yaşlı yıldızları gördüğümüzü sanıyoruz, an oluyor başka başka acunlar düşlüyoruz, oysa kapının çevresinden gelen ışıkmış gördüğümüz."</div>
<div style="text-align: justify;">
"Her şey iyileştirilebilir, ama neyi seçeceğimizi bilmiyoruz. Bir bilen on arayana yeğdir."</div>
<div style="text-align: justify;">
Yaklaşan ev taze ekmek kokuyordu.</div>
<div style="text-align: right;">
sayfa:54</div>
<div style="text-align: right;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
Marthe:</div>
<div style="text-align: justify;">
"İkisi nereye gitti acaba?" diye düşünüyordu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Aslında yalnız olmaktan mutluydu. Ucunun nereye varacağı belli olmayan bir gücün işlediğini duyuyordu içinde; kadının gücüydü bu, o anlarda erkeklerin kadının yanında olmasına gerek yoktur.</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: right;">
sayfa: 65</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
"Ah benim kocacığım" dedi Marthe alçak sesle.</div>
<div style="text-align: right;">
sayfa: 65</div>
<div style="text-align: right;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: right;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
Gün gelir, her şeye karşın, erkeğin uzaklaştığı hissedilir. Ah! Adam uzaklara gitmez. Aslında uzaklaşmak değil de bizden ayrılmaktır yaptığı. Sanki bizde, kendisini uzun zaman mutlu etmiş, ama artık etmeyen bir şeyi arar durur. Ona bakmışızdır, birbirimize nazik davranmışızdır, gecelerin yalnızlığını gidermişizdir, bir zaman genç bir kızken, her gencin yaptığı gibi. Sonra, an gelir, adamın yaşamındaki en önemli şey arayışa dönüşür.</div>
<div style="text-align: right;">
sayfa : 22-23</div>
<div style="text-align: right;">
</div>
<div style="text-align: right;">
</div>
Özdem BEZENhttp://www.blogger.com/profile/08123213626626739316noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8776846257872504627.post-55023193771677770352013-03-26T13:39:00.003+02:002013-03-26T13:39:54.691+02:00aklımdaki yılan'dan - 3<div style="text-align: justify;">
<span style="background-color: white; color: #3d85c6; font-family: inherit;"><strong><em>Özdem'den:</em></strong></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="background-color: white; color: #3d85c6; font-family: inherit;"><strong><em>"Her zaman bana yaşama sevinci, sevgi, cesaret ve mücadele gücü veren sevgili anneme...</em></strong></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="background-color: white; color: #3d85c6; font-family: inherit;"><strong><em>Nur içinde at anneciğim. Ruhun şadolsun. Bana her daim güç vermeye devam ediyorsun."</em></strong></span></div>
<br />
...<br />
...<br />
...<br />
Bir süre karşılıklı sustuk. Neden sonra yazım düştü aklıma. Afili bir giriş yapmaya karar verdim. Asi ve ergen bir dille anneme seslenecek, tüm kadınların sesi olacak ve şöyle yazacaktım:<br />
<br />
"Mirasını istemiyorum anne!<br />
Benim sadece biraz güce ve hayata karışabilmeye ihtiyacım var!<br />
Peri masalları anlatma bana!<br />
Hele şu külkedisi ve tek bezelye tanesinden kaynanasının gözüne giren çıtkırıldım prensesleri sakın anlatma!<br />
Güçlü kuvvetli, bir vuruşta yedi can alan kadınları anlat!<br />
Tek bir hakaret işittiği için kapıları çarpıp giden ve gece sokaklarda uyuyan cesur kadınları anlat!<br />
...<br />
...<br />
...<br />
Kendi gücüme inanmama yardım et!<br />
Cesaret aşıla!<br />
Hanımefendi olmamı tembihleme sakın! ...<br />
Bana ağırbaşlı ol deme! Bir kedi gibi oyuncu ol, deyiver mesela!<br />
Dişiliğimi, diğerleri gibi yalnızca doğurganlığımı öne çıkararak övme!<br />
Neşemi hafifmeşrep oluşuma değil, hayra yor!<br />
Otlar ve ağaçlar gibi ısıya ve ışığa ihtiyacım var anne! Güneşim ol! Önümü aydınlatıp herşeyi görmemi sağla!<br />
Erkeklere nasıl davranmam gerektiğini hiç anlatma bana! Babamı görmem yeter bunun için!<br />
Hayat yolunda mutsuz olursam eğer, kovuğuna sığınacağım ağaçlardan bahset bana, kanadına asılacağım kuşlardan, rüzgarlardan!<br />
Şiir oku bana!<br />
Gitmediğin ama gitmeyi çok istediğin ülkelerden bahset!<br />
Kadınların yalnız kendi hayatlarını yaşadıkları ülkeleri anlat, yoksa da, sen icat et!<br />
Adaletsizliğin ve eşitsizliğin karşısında durma ve savaşma gücü aşıla bana!<br />
Kadınlık koşusunda diğer kadınları rakibim olarak görmemem gerektiğini tembihle ve 'Onlar senin kader arkadaşın, nerede düşmüş bir kadın görürsen, koş, tutup elinden kaldır' de bana n'olur!"<br />
...<br />
...<br />
...<br />
<div style="text-align: right;">
Hatice Meryem</div>
<div style="text-align: right;">
"aklımdaki yılan"</div>
<div style="text-align: right;">
"miras" adlı öyküden</div>
Özdem BEZENhttp://www.blogger.com/profile/08123213626626739316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8776846257872504627.post-14753137305372327402013-03-26T13:01:00.001+02:002013-03-26T13:01:15.810+02:00aklımdaki yılan'dan - 2"Öyle bir yazı yazmalıydım ki akıllara mıhlanmalıydı. Hemen yatağıma uzandım, gözümü tavana diktim ve başladım düşünmeye. Ne de olsa düşünmek bir yazarın ilk adımıydı."<br />
<br />
<div style="text-align: right;">
Hatice Meryem</div>
<div style="text-align: right;">
"aklımdaki yılan"</div>
<div style="text-align: right;">
"miras" adlı öyküden</div>
<br />
<div style="text-align: right;">
</div>
Özdem BEZENhttp://www.blogger.com/profile/08123213626626739316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8776846257872504627.post-47087257644441383642013-03-24T19:02:00.000+02:002013-03-24T19:02:15.777+02:00aklımdaki yılan'dan<div style="text-align: justify;">
Çocukken içim içime sığmazdı benim de. Uçurtma peşinde koşardım boş arsalarda. Yürümezdim hiç; hep koşardım. Ayağım takılıp düşecek gibi olsam da durmaz, düşmeyi göze alırdım. Yeryüzü ayaklarımın altından sabun gibi kayardı.Yetişkin biri olduktan sonraysa ben de herkes gibi neşemi kaybetmiştim.</div>
<div style="text-align: justify;">
Birden üzüldüm neşemi kaybettiğime! Merak da ettim, uçurtma peşinden koşarken içime sığmayıp taşan o sevincin nereye kaybolup gittiğini. Unutmuş olabilir miydim bir yerde? Mümkün müydü bu? Yani insan çanta ya da cüzdan unutur gibi unutur muydu sevincini?</div>
<div style="text-align: right;">
</div>
<div style="text-align: right;">
Hatice Meryem</div>
<div style="text-align: right;">
"aklımdaki yılan"</div>
Özdem BEZENhttp://www.blogger.com/profile/08123213626626739316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8776846257872504627.post-22551899241770630392013-02-15T15:33:00.001+02:002013-02-15T15:33:50.746+02:00İlk ekşi mayalı ekmek maceram...<div style="text-align: justify;">
<a href="http://ankaradbb.freeforums.org/" target="_blank"><span style="color: #38761d;">Doğal Besin Bilinçli Beslenme (DBB) Paylaşımlar Forumu</span></a><span style="color: #38761d;">'na yazdığım ilk ekşi mayalı ekmek deneyimimi burada da paylaşmak istedim. İşte ekmek maceram:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İlk defa ekşi mayalı ekmek yaptım...</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
DBB buluşmasında Nihal'den aldığım ekşi mayamı, tam unla doldurduğum cam kavanozun içinde unun içinde saklayarak buzdolabında bekletiyordum. Ekmek yapmaya başlamadan önce Nihal'in gönderdiği <a href="http://surdurulebiliryasam.wordpress.com/tag/eksi-mayali-ekmek/" target="_blank">linkteki tarifi</a> izledim. Oradan aldığım ilhamla ekşi mayamı yapmaya koyuldum. Tarifteki ölçüleri birebir kullanmadığımı itiraf ediyorum, içimden geldiğince <a href="http://ekoada.wordpress.com/2011/08/01/serdar-tanal-tanitim/" target="_blank">Serdar Bey</a>'in çavdar unu ve <a href="http://www.ucelmadogaltarim.com/" target="_blank">Hüseyin Bey</a>'in tam buğday ununu karıştırarak yaptım ekmeğimi. Mayayı beslerken unla birlikte tarifteki gibi pekmez, ılık su kullandım. Yoğururken ise oda sıcaklığında biraz beklettiğim peynir altı suyunu kullandım. Bu peynir altı suyu, <a href="http://ankaradbb.wordpress.com/dbb-ureticileri-listesi-2/" target="_blank">Nevin Hanım</a>'ın peynir kursunda kendi elde ettiğimiz peynir altı suyuydu. Ekmeğimi kapaklı yuvarlak cam borcamın içinde kapaklı olarak fırında pişirdim. Bu yöntemi; Defne Koryürek'in NTV’de yayınlanmış olan "Sıcak ve Taze" adlı programının 26 Haziran 2010 tarihli bölümünü</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="http://video.ntvmsnbc.com/#sicak-ve-taze-26-haziran-2010.html">http://video.ntvmsnbc.com/#sicak-ve-taze-26-haziran-2010.html</a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
internetten izlediğimde görmüştüm. Hazır mayayla yaptığım bir ekmek denememde, ekmeği kapaklı borcamda pişirmede başarılı olunca ekmeklerimi genelde bu şekilde pişirmeye başladım. İlk ekşi maya ekmeğimi de bu şekilde pişirdim. Başarılı oldum. Maya için Nihal'e ve yol gösteren, ilham veren herkese teşekkür ederim. Yoğurduğum hamurdan bir parça halen dolapta tam unun içinde uyuyor. Yakın bir zamanda uyanıp yeniden beslenecek ve bir sonraki ekmeğimi mayalayacak.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Unutmadan; <a href="http://mutfaktazen.blogspot.com/" target="_blank">Tijen İnaltong</a> bir yazısında ekmeği yoğururken şöyle diyordu:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
"Aman ekmek yoğururken aklınızın kötü düşünceler tarafından esir alınmasına izin vermeyin. Ekmek kutsaldır. İbadet eder gibi yoğurun ekmeğinizi. Ezmeden, hor görmeden, dikkatlice. Sevdikleriniz için, dünya için aklınıza gelen tüm olumlu düşünceleri katın hamurunuza. Sevginizden de koydunuz mu içine, ekmeğin lezzetli olmaması mümkün mü?"</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=863577&Yazar=TIJEN-INALTONG&CategoryID=41">http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=863577&Yazar=TIJEN-INALTONG&CategoryID=41</a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bunu okuduğumdan beri hamur yoğururken hep güzel şeyler düşünüyorum. Başta annem ve anneannem olmak üzere çocukken hamur yoğururken izlediğim tüm büyüklerimi bir bir aklımdan geçiriyorum. Sevgiyle anıyorum hepsini. Belki ekşi maya ekmeğimin başarılı olmasının sebeplerinden biri de budur. ;o)</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
sevgiyle,</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
özdem</div>
<br />Özdem BEZENhttp://www.blogger.com/profile/08123213626626739316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8776846257872504627.post-64325786430269762702012-05-24T11:34:00.000+03:002012-05-24T11:34:34.722+03:00Çiğdemim Mahalle Bostanı<a href="http://www.cigdemim.org.tr/">Çiğdemim Derneği</a> ve PermAnkara grubu olarak "Çiğdemim Mahalle Bostanı" oluşturuyoruz.<br />
<br />
Çalışmalarımızla ilgili çektiğim fotoğraflara aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz:<br />
<a href="https://picasaweb.google.com/ozdem.bezen/Cigdemim_Mahalle_Bostani?authkey=Gv1sRgCKP849PXu4TvCg&feat=email">https://picasaweb.google.com/ozdem.bezen/Cigdemim_Mahalle_Bostani?authkey=Gv1sRgCKP849PXu4TvCg&feat=email</a><br />
<br />
Benim için faydalı ve keyifli bir deneyim oluyor. Permakültür ve doğal tarıma ilişkin bir uygulamanın parçası olmaktan çok mutluyum.<br />Özdem BEZENhttp://www.blogger.com/profile/08123213626626739316noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8776846257872504627.post-15341790381254460432012-04-13T09:15:00.015+03:002012-04-13T13:28:44.329+03:00Uzun bir aradan sonra...<div align="left"><span style="color:#ff6600;"></span><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"></span><a href="http://www.childrensillustrators.com/illustrator-details/pharris/id=432/slideshow/pag=3"><img style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 308px; DISPLAY: block; HEIGHT: 400px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5730494552182735074" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgd-IHfBBkcogKELvrCgVIVD3n2y49RGOQ5JUf93TZyNvMdCQCjQ3XYxgPsbbscKkMA8JKoMico4bY5EdUBXLhXjpBFQ-ZPWpCgwrRjll6Xbf2MVWezYZ_XqYIoK-7Wbq2B-yu3_hoH-VQ7/s400/63205.jpg" /></a><span style="color:#009900;"><span style="color:#000000;"><span style="font-family:verdana;">Uzun süredir Euhippe'ye yazmadığımın farkındayım ve bunun suçluluğunu hissetmiyorum desem yalan olur. Ben hissetmesem etrafımdakiler hissettiriyorlar sağolsunlar. "Artık yazmıyorsun" diyorlar. Merak etmeyin, yazacağım... Baharla birlikte silkinip kendime geleceğim; hem gezeceğim, hem yazacağım. Çok yakında...</span></span></span><br /><span style="color:#009900;"></span><br /><span style="color:#009900;"><span style="color:#000000;"><span style="font-family:verdana;">Bahar kendimi fena halde mutlu hissetmemi sağlıyor.</span><br /><br /><span style="font-family:verdana;">Yaşasın bahar, yaşasın yeşeren yapraklar, tomurcuklar ve çiçekler...</span><br /><br /><span style="font-family:verdana;">Herkese mutlu, neşeli ve çiçek kokulu günler dilerim...</span></span></span><br /><span style="color:#009900;"></span><br /><span style="color:#009900;"></span><br /><span style="color:#009900;"><span style="font-family:verdana;color:#ff6600;"><strong>özdem</strong></span></span><br /><span style="color:#009900;"></span><br /><span style="color:#009900;"><span style="font-family:Verdana;"><span style="font-size:85%;color:#000000;">NOT: Yukarıdaki resmi, blogumda kullanmama izin verdiği için <a href="http://www.phyllisharris.com/">Pyllis Harris</a>'e teşekkür ederim. Bu resim, Pyllis Harris'in izniyle <a href="http://www.childrensillustrators.com/illustrator-details/pharris/id=432/slideshow/pag=3">http://www.childrensillustrators.com/illustrator-details/pharris/id=432/slideshow/pag=3</a> </span><span style="font-size:85%;color:#000000;">adresinden alıntıdır. Resmin her türlü hakkı sahibine, <a href="http://www.phyllisharris.com/">Pyllis Harris</a>'e aittir ve kendisinden izin alınmaksızın kullanılamaz.</span></span></span></div><br /><div align="left"></div><br /><div align="left"><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">P.S.: Thanks <a href="http://www.phyllisharris.com/">Pyliss Harris</a> for letting me use the image above. This image is taken from the site </span><a href="http://www.childrensillustrators.com/illustrator-details/pharris/id=432/slideshow/pag=3/"><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"><a href="http://www.childrensillustrators.com/illustrator-details/pharris/id=432/slideshow/pag=3">http://www.childrensillustrators.com/illustrator-details/pharris/id=432/slideshow/pag=3</a></span><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"></a></span><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"> with the permission of <a href="http://www.phyllisharris.com/">Pyliss Harris</a>. This image is copyrighted and may not be used without permission of <a href="http://www.phyllisharris.com/">Pyliss Harris</a>.</span></div><br /><div align="left"><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"></span></div>Özdem BEZENhttp://www.blogger.com/profile/08123213626626739316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8776846257872504627.post-8928929881279527132009-04-08T16:00:00.004+03:002009-04-09T07:59:49.119+03:00Bahar geldi...Ankara'ya bahar geldi. Birkaç gündür hava yağmurlu olsa da bahar kendini hissettiriyor. Bugün sabah hava kapalı olmasına rağmen şu an masmavi gökyüzü ve bembeyaz pamuk bulutlar arasında güneş kendini yavaş yavaş göstermeye başladı. O göründükçe yüz kaslarımda bir gevşeme oluyor, yüzüme tatlı bir gülümseme yayılıyor. Havada acayip birşeyler var. Doğanın yeniden uyanışı insana mutluluk veriyor. Ağaçların tomurcukları, çam kozalaklarının çıtırtısı, yeşillenen çimenler yaşamanın ve yenilenmenin ne denli mucizevi olduğunu bir kez daha hatırlatıyor bana.<br /><br />Kışın saklandığımız sıcacık evimizden çıkıp doğayla içiçe olmanın vakti geldi. Mümkün olduğunca bu günlerin tadını çıkarmak, baharı güzel yaşamak gerek. Havada acayip birşeyler var hakikaten. İnsanın aklını başından alan birşeyler...<br /><br />Bahar, ilkbahar... İlkokul anılarımdan kalan; mevsimler panosunda yeşil renkli olan mevsim, sene sonu gösterisinde yeşil giysili abla ve "En sevdiğin mevsim hangisi?" sorusunun cevabı. Sonraki yıllarda hep düşündüm, "En sevdiğim mevsim gerçekten ilkbahar mı?" diye... Yaz tatillerinin rahatlığında, sonbaharın hüzünlü ve hafiften içimi titreten serinliğinde, kış günlerinin kanımı donduran soğuğunda. Ama her bahar geldiğinde, doğru cevabın hiç değişmediğini her defasında yeniden anladım. En çok baharı seviyorum ben, ilkbaharı.Özdem BEZENhttp://www.blogger.com/profile/08123213626626739316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8776846257872504627.post-30814073720561491102008-12-31T15:31:00.005+02:002009-01-13T15:09:14.882+02:00Yeni yılınız kutlu olsun...<center><a href="http://www.123greetings.com/events/new_year/new_year_wishes/newyear54.html"><img alt="" src="http://i.123g.us/c/ejan_ny_happy/th/107916_th.gif" border="0" /></a><br /><a href="http://www.123greetings.com/events/new_year/new_year_wishes/newyear54.html">Send this eCard !</a></center>Özdem BEZENhttp://www.blogger.com/profile/08123213626626739316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8776846257872504627.post-63130146553271139212008-08-21T22:09:00.009+03:002009-02-24T10:28:41.590+02:00Bilge Umar'ın "Karia" adlı kitabından alıntı<div align="justify">EUHİPPE<br /><br />Euhippe (Hellen yazımında, Euippe; dişi sıfat) ve Euhippos (Hellen yazımında, Euippos; eril sıfat) “Atlarıyla ünlü” ya da “At’a iyi binmesiyle ünlü” demektir (tam analizi: İyi-at).<br /><br /><em>Ramsay</em> (Anadolunun Tarihî Coğrafyası, Türkçe çeviride s. 472 No. 19) Euhippe’nin Roma imparatorluğu çağında para basmış bir Karia kenti olduğunu, ancak yerinin bilinmediği söylüyor. <em>Nâzım Tarhan</em> ise, haritasında (Tarihte Türkiye, Ankara 1962; bunun hazırlanmasında genellikle <em>Kiepert</em>’in yapıtlarından yararlanılmıştır) bu kentin yeri olarak Aydın’a bağlı bucak merkezi Dalama (Muğla’daki Dalaman ile karıştırılmasın!) yakınında Alacatlı’yı gösteriyor.<br /><br />Alacatlı köyünün adı, belli ki, Alaca-atlı’dan senkop olayı (örneğin Gürcü-istan’dan Gürcistan çıkması) nedeniyle, bir a’nın düşmesi üzerine oluşmuştur. Euhippe’nin yerinde bulunan köyün günümüzdeki adı içinde atlı sözcüğünün yer alması, “rastlantı ürünü” olmayabilir ve hatta bir çeviri ürünü olabilir: Âlâca-atlı, Eu-hippe’nin eni konu doğru bir çevirisidir.<br /><br />Alacatlı diye bir köy, Aydın 1973 İl Yıllığı’nda görülmez. Çünkü, <em>Tarhan</em>’ın başlıca dayanağı olan Prof. <em>Kiepert</em>’in Batı Anadoluda araştırmalar yaptığı 1880’lerden bugüne, o zamanki Alacatlı köyü, yıkıntıları arasında yalnız sessizliğin dolaştığı bir hortlak kasabaya dönmüştür; eskiden Dalama’nın batısındaki tepecik üzerinde, tepe doruğuna yakın, tepenin ovaya ve Dalama kasabasına bakan yanında bulunan bu köyün halkı, çoktandır, aşağıdaki kasabaya göçmüş, köyün yerinde bugün yalnız taş ve kerpiçten yapılma yoksul köy evlerinin kalıntıları ile mezarlar kalmıştır.<br /><br />Halkın Dalama’da göçtüğü yer, kasabanın o eski köye en yakın bölümüdür. Tepenin başladığı yerde bulunan bu bölüme şimdi Alacatlı Mahallesi deniyor. Kasaba içinde Çarşı Câmii yanından giden sokak sizi oraya götürür; oradan da yarım saatlik yaya tırmanışla eski köyün yerine ulaşırsınız.<br /><br />Eski Alacatlı köyünün yerinde, görünür hiçbir ilkçağ kenti kalıntısı yoktur. Tepenin, eski köy yeri yukarı bitişiğinde bulunan doruğu üzerinde dahi kale, sur, tapınak vb. Kalıntısına benzer hiçbir şey görülmemektedir. Dalama kasabası içinde rastladığım, bir ilkçağ kenti yerinden getirildiği kuşkusuz tek kalıntı, Çarşı Câmii önündeki az yüksek düzlüğün köşesinde duran, mermerden, irice bir mimarlık yapıtı parçasıdır. Bunun hayli büyük ve görkemli bir yapıdan alındığı anlaşılıyor. Kasaba çevresinde de o türden birkaç kalıntı vardır. Örneğin, Dalama ile Yeni Pazar arasında, asfalt yol üzerinde, yolun sağ yâni güney yanıbaşında, Dalama’nın 4 km. Doğusuna düşen Çulhan Câmii önündeki kuyu bileziği, aslında mermer bir sütun altlığıdır.<br /><br />Dalama yerlilerinin verdiği bilgiye göre, kasaba doğusundaki Ara Tepe’nin kasabaya yakın eteğinde bazı buluntuların; o arada, üzerinde kadın başı kabartması olan mermer parçalarının, ilkçağ paralarının çıktığı görülmüş imiş. Demek ki Euhippe’nin bir bölümü, belki yalnızca nekropolis’i (mezarlığı) orada idi. Köylüler, bulunan paralar üzerinde baykuş resmi olduğunu da belirtmişlerdir. Ancak o çıkanlar, Euhippe’nin kendi bastığı paralar mıydı, yoksa Athena’nın simgesi olan baykuşu paralarına koyan diğer bir kentin (örneğin, Atina’nın) paraları mıydı, görmeden bilinmez.<br /><br /><span style="color:#3333ff;">Kaynak: <em>Karia / Bir Tarihsel Coğrafya Araştırması ve Gezi Rehberi, Bilge Umar, İnkılâp Kitabevi, 1999, Sayfa: 253-255.</em></span></div>Özdem BEZENhttp://www.blogger.com/profile/08123213626626739316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8776846257872504627.post-9791009356920794252008-08-21T10:30:00.015+03:002009-02-03T15:34:31.073+02:00Euhippe<div align="justify"><span style="COLOR: rgb(255,153,0)"><em><span style="COLOR: rgb(255,102,0)">Euhippe nedir?</span></em><br /></span><br /><a href="http://www.kulturturizm.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF060F3652013265D61D0C78595477C54E">T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sitesine göre:</a><br /><br /><strong>"Euhippe</strong><br /><span style="COLOR: rgb(0,153,0)">Aydın</span>'ın merkezinde, <span style="COLOR: rgb(0,153,0)">Dalama</span> bucağında yer alan antik yerleşimdir. Büyük Menderes'in güney kıyısındadır. Burada bir adet yazıt bulunmuştur ve bu yazıtta kentin adı geçer. Euhippe'de Hellenistik ve Roma Dönemlerinde para basılmıştır. "<br /><br /><em><span style="COLOR: rgb(255,102,0)">Neden Euhippe adını seçtim?</span></em><br /><br />Çünkü <span style="COLOR: rgb(0,0,0)">ben <a href="http://www.dalama.bel.tr/">Dalama</a>'lıyım. </span><span style="COLOR: rgb(0,153,0)">Dalama</span>'da doğdum, orada büyüdüm. Şu an Ankara'da yaşıyor olsam da bir yanım hep <span style="COLOR: rgb(0,153,0)">Dalama</span>'da.</div>Özdem BEZENhttp://www.blogger.com/profile/08123213626626739316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8776846257872504627.post-59354609342238049602008-08-20T11:23:00.000+03:002008-08-20T12:02:20.076+03:00Nihayet...<div align="left"><span style="font-family:verdana;">Bugün sanal ortamda bir günce oluşturdum kendime.<br />Uzun zamandır düşündüğüm ama hayata geçiremediğim/geçirmediğim bir işti.<br />Nihayet b</span><span style="font-family:verdana;">aşladım yazmaya...</span><br /><span style="font-family:Verdana;">Ve benim de sanal bir güncem oldu.</span><br /><span style="font-family:Verdana;"></span><br /><span style="font-family:Verdana;">Uzun soluklu paylaşımlar dileğiyle...</span></div>Özdem BEZENhttp://www.blogger.com/profile/08123213626626739316noreply@blogger.com0